Sabah gazetesi köşe yazarı Sevilay Yükselir’in yılbaşı gecesi gittiği mekanda, sanatçı Fedon’un 10. Yıl Marşı’nı söylemesini eleştirdiği yazısı geçtiğimiz hafta çok tartışılmıştı. Bir diğer Sabah yazarı Hıncal Uluç’la, Sevilay Yükselir arasında bu konuyla ilgili polemik doğmuş, Yükselir 10 Yıl Marşı’nın “ırkçı, kafatasçı” sözler içerdiğini yazmıştı. Yükselir hızını alamayarak, “10. Yıl Marşı’nın tez elden yasaklanması gerektiğini de” yazısında belirtmişti.
(Kaynak: Ajanslar)
İşte 10. Yıl Marşı’na duyduğu kinle gündeme gelen Yükselir’e eski bir dostu, gazeteci Murat İde bir mektup yazdı.Murat İde, “cici” diye seslendiği Yükselir’in katıldığı Cumhuriyet Mitingi’nde 10. Yıl Marşı’na nasıl eşlik ettiğini hatırlattı.
İşte İde’nin Facebook sayfasında yayınladığı o mektup:
“Sevilay Yükselir’e önemli not…
Ya da
"Cici" nerede duracaksın? Her şey için, her şeye hakkın olabilir... Ama gönlümdeki "cici"yi üzmeye hakkın yok... Trafik ışıkları yalnız yeşil yanmaz Sevilay... Kırmızı için de ayağın frene gitmeye hazır olsun, benim cici kardeşim...
Aracın kasko süresi bitiyor çünkü...
Yılbaşı gecesi 36 kişilik bir grupla bir otelde eğlenmiş Sevilay… Fedon sahnedeymiş... Çok da eğlendirmiş... Allah tadını aldırsın... Gecenin sonunda Fedon saçmalamış… Nasıl mı? 10. YIL Marşı'nı okuyarak... O anları bakın nasıl anlatıyor Sevilay;
"Fedon, son derece mazbut bir ses tonuyla, "Şimdi hep beraber ülkenin bugünlerde en fazla ihtiyaç duyduğu marşı söyleyelim arkadaşlar!" dedi.
Ardından da 10. Yıl Marşı'nı başlattı.
Büyük bir coşkuyla...
Benim de aralarında olduğum bir kısım insan, ki çok az sayıdaydık, yerine oturdu sessizce...
İnsanlar, deliler gibi dans ettiği ve eğlendiği bir gecenin sonunda Fedon'un ulusalcılık damarlarının şaha kalkarak, "Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!" diyerek milleti gaza getirmek istediğini... Nereden bilsin yani saçmaladığını..."
USTA BUNLAR GİDİCİ
Sevilay... Cici… "10. yıl Marşı okumak ne zamandan beri saçmalamak oluyor?" diye sormayacağım sana... Çünkü zamanlamayı biliyorum... İnsani olarak kaygılarını da anlıyorum… Başbakana "Tayyip, Tayyip" diye hitap ettiğin Habertürk'ten ayrılıp, damadın kardeşinin grup başkanı olduğu gazeteye geçtiğin ilk günden beri… Çok az insana nasip olabilecek (!) bu ışık hızlı değişimi doğru bulmasam da doğal buluyorum... Ama hayatım boyunca "Cici" diye hitap ettiğim iki kişiden biri olduğun için, üzülüyorum Sevilay...
"Cici" çok sevdiğim bir kardeşimin, kızımın annesine hitabıydı... Onu bir yol arkadaşım için ve bir de senin için kullanıyorum yıllardır, biliyorsun... Bilmen gereken bir başka şey de şu Sevilay, her şeye hakkın var, her şeyi yapabilirsin, ama benim dünyamda "Cici" sözüyle yaratılmış bir güzelliği çirkinleştirmeye hakkın yok…
Ne güzel anlatmışsın o gecedeki ayrıntıyı... Her etnik kökenden insan varmış... Ama ne olmuş... Çok az insan marş okunmaya başlayınca yerine oturmuş... Görmen gereken aslında bu değil mi? Her etnik kökenden insanın bulunduğu bir ortamda, aynı coşkuyla, birlikte okunabilen bir marş o duyduğun... Bu huzursuz etmesi değil memnun etmesi gereken bir şey değil mi Sevilay?
Kaldı ki, bana, "hayır Murat, öyle değil" dersen, sana Çağlayan'daki Cumhuriyet Mitingi’nde o marşa nasıl eşlik ettiğini hatırlatırım Sevilay... "Usta bunlar gidici" cümlesini araya sıkıştırıp, "Türk’üz, Cumhuriyet’in, göğsümüz tunç siperi" diye devam ettiğin anları hatırlatırım...
Siyaseten değişmek, gelişmek, dönüşmek, her şey mümkün Sevilay... Ama sebep, damadın kardeşinin başkan olduğu grupta çalışmak olunca, gönlüm "Cici"sine ağlar Sevilay... Ve senin gönlüme gözyaşı döktürmeye hakkın yok...
YÜKSELİR’İN HABERTÜRK’TEYKEN YAZDIĞI YAZI
Şöyle devam etmişsin;
"Fedoncuğum... Sana tavsiyem lütfen sen sadece sirtakilerini söyle. İllaki o marşı söylemeye ihtiyaç duyuyorsan da, o zaman mitinglere git! Ya da marşı söylerken bir türlü anlam veremediğim o coşkulu halini anlayabilenlerin içine! Biz anlamadık çünkü! Daha doğrusu anlayamadık o marşı, o gece, neden ihtiyaç duydun söylemeye!"
Anlamana yardımcı olayım Sevilay… Senin 2 yıl önceki bir yazından alıntı yaparak anlatmaya çalışayım Sevilay... Bak, Habertürk'teki bir yazında ne diyorsun;
xxx
14 Ağustos 2008 / Habertürk / Sevilay Yükselir
Bundan sadece birkaç yıl öncesine kadar terörün kökünün kazınmasında çok önemli görevler üstlenmiş olan bazı kişiler şimdi endişe içerisindeydi ve, “Keşke eşkıya takip ettiğimiz o dağlarda can verseydik de TSK’nın bu duruma geldiğini görmeseydik” diyorlardı.
Kolay değil elbette onlar için. Çünkü, bir döneme damgasını vurmuş, emekli olduktan sonra da kabuğuna çekilmemiş, bildiği ve onlara öğretildiği biçimde mücadeleye devam etmiş, orgenerallik rütbesine kadar yükselmiş iki arkadaşları, sıradan insanlar gibi göz altına alınıp, “Halkı darbeye teşvik etmek” suçlamasıyla mahpushaneye tıkılmışlardı!
Ve kimsenin sesi çıkmıyor, en güvendikleri Genelkurmay yetkilileri bile bu konuda açıklama yapma gereği duymuyordu."
xxx
ARACIN KASKO SÜRESİ BİTİYOR
İşte Sevilay… O günlerde senin de anlamakta zorlandığın garipliklerle başlayan süreç, Fedon'un da dediği gibi ülkemizi bu noktaya getirdi. Akıl terse döndü Sevilay... Bunu en iyi bilenlerdensin… Çok yakınlaştığın Savcı Öz'ün ruh haliyle ilgili tespitlerin de kulaklarımda çınlarken sana hatırlatmak isterim ki, sen benim cicimsin…
Ben de sana bir tavsiyede bulunayım cici;
Bu garip kervanın peşine ne kadar düşersen düş… Grup başkanın mutlu olsun diye ne yazarsan yaz… Hayatın doğruları ve gerçekleri ve güzellikleri, gelip seni çok eğlendiğin yılbaşı gecesinde bile buluyor.:)) Aslında hayat sana mesaj veriyor Sevilay... Yarın, bugün anlamaktan kaçtığın gerçekleri yeniden görmeye başlayacağını bilmen gerekir... O gerçekler, ülkenin üzerine kabus gibi çöken zihniyete rağmen, bak hiç ummadığın anlarda bile, karşına dikiliveriyor… Çünkü onlar birer gerçek... 10. Yıl Marşı gibi... Onu söyleten ruh hali gibi... Sayısız etnik kökenin bulunduğu o gecenizde, hemen herkesin coşkuyla eşlik etmesi gibi...
Sevilay... Ne yaparsan yap…
Kimsenin ne düşündüğü de umurumda değil…
Bir tek şey istiyorum senden;
Gönlümdeki "cici"yi daha fazla yaralama... O benim için ne kadar kıymetli, bilirsin... Sen de bilirsin, Mustafa kardeşim de... Her şey için, her şeye hakkın olabilir… Ama buna hakkın yok... Trafik ışıkları yalnız yeşil yanmaz Sevilay… Kırmızı için de ayağın frene gitmeye hazır olsun, benim cici kardeşim...
Aracın kasko süresi bitiyor çünkü...
Murat İde
ODATV
Yorumunuzu Bırakın
YARARLI LİNKLER:
Haber Online Facebook / Haber Online Twitter / eBankam / Mac OS X TR / WpBlogger-TR