13 Ocak 2011 Perşembe

Emin Çölaşan: Yargı Oyunları. Ey 'evetçiler' KANDIRILDINIZ !..

Sözcü yazarı Emin Çölaşan yazdı...

YARGI OYUNLARI... KANDIRILDINIZ!

SEVGİLİ okuyucularım, son anayasa referandumu öncesinde elimden geldiğince yazdım ve dedim ki "Ey vatandaşlar, bu referandum iktidarın yutturmacasıdır. Size palavra vaatlerde bulunup aldatıyorlar. Kadın haklarından, gazilere verilecek haklardan, özgürlüklerden dem vurup kandırıyorlar. Bütün amaçları yargıyı ele geçirmektir. Bu oyuna düşmeyin."
Gerçekten de, yüzde 42 bu oyuna düşmedi ve Hayır oyu verdi.
(Kaynak: EMİN ÇÖLAŞAN / SÖZCÜ)
Referandumdan bu yana tam dört ay geçti. Şimdi şu süreye bir bakın. Hükümet, size verdiği parlak sözlerin hangisini gerçekleştirdi?

"Anayasa değişikliği ile yargı reformu yapıyoruz" diyorlardı! Hani reform, nerede?
Bu yazıyı okuyan sizlerin pek çoğunuzun da herhalde -davacı veya davalı olarak- mahkemelerde sürüp giden davalarınız vardır. Söyler misiniz, davanın bitmesini kaç yıldır bekliyorsunuz? Hükümet bu konuda bir tek adım attı mı? Davaların hızlanması için bir tek girişimde bulundu mu, bir yasa değişikliği hazırladı mı?
Hayır!
O halde Evet'çilere soruyorum: Siz bu anayasa değişikliğinde karşınıza getirilen "Yargı reformu palavrasına" nasıl oldu da Evet oyu verdiniz?

Bunların bütün amacı, yargıyı baştan sona ele geçirmekti ve geçirdiler.
Anayasa Mahkemesi, geçmişten kalan üç dört üye dışında, tümüyle iktidarın eline geçti. HSYK öyle.
İş büyük ölçüde bitti. Şimdi sırada sadece Yargıtay ve Danıştay var. O iki kurumu da ele geçirdiklerinde görev tamamlanmış, yargının tamamı Tayyip ve AKP'nin eline geçmiş olacak. Şimdi onun hazırlıkları yapılıyor, altyapısı oluşturuluyor.
Ey Evet'çiler yoksa siz, bir iktidar partisinin şubesi, ya da yan kolu olarak çalışan, iktidardan korkan, gerektiğinde ondan direktif alan bir yargı mı istiyordunuz?

Şimdi Anayasa Mahkemesi için yeni bir tasan hazırladılar ve Meclis'e sundular. Kısaca bilgi vereyim de, bu korkunç tabloyu iyi görün:
- Mahkeme üyelerinin ettiği yeminden "TÜRK MİLLETİ" sözcükleri çıkarıldı.
- Bir yasanın esastan anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla dava açılamayacak. Davalar ancak şekil yönünden olacak.
- Mahkemenin üyeleri 12 yıl için seçilmiş
sayılacak, böylece orada AKP çoğunluğu sürüp gidecek.
- Başkan ve üyelerin maaşlarına ballı bir zam yapılacak, kıyak emeklilik verilecek.
- Yurttaşların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapmaları önlenecek. Başvuru, ancak bütün iç hukuk yolları tükendikten sonra Anayasa Mahkemesi'ne yapılacak. Buradan da sonuç çıkmazsa, o takdirde AİHM'e gidilebilecek. Ölme eşeğim ölme! Bunu görmeye hiç kimsenin ömrü yetmeyecek.
- Yapılacak bireysel başvurular iki yıl sonra, ağustos 2012'de başlayacak.
Referandumdan önce bunları size söylemediler. Sizleri tamamen kandırdılar ve çok güzel vaatlerle çoğunluğun Evet oyu vermesini sağladılar.

Şimdi soruyorum:
"Türk milleti" ifadesi, yemin metninden niçin kaldırılıyor? Bu iki sözcük, acaba bugün iktidarda olan beyleri niçin bu kadar rahatsız ediyor? Türkiye'nin her yerinde var olan sizler, soruverin yanınıza gelen AKP'lilere bu soruyu! Bakalım ne diyecekler!
Bir yasa çıkardılar, o yasa uyarınca katil Hizbullahçılar tahliye edildi. Hizbullah ekibi tam kadro yurtdışına tüydü gitti. Buna karşın Prof.Dr. Haberal'ın doktoru Prof. Dr. Erhan Kansız'ı tutukladılar.
Hukukla, adaletle, yargıyla oynadılar ve oynuyorlar.
Bu işlerin sonu iyi gelmez. Zannediyorlar ki hep iktidarda kalacaklar, ülkeyi sonsuza kadar yönetecekler!
Ama kazın ayağı öyle değil.
Bunların hesabı tek tek sorulur ve sorulacak.

İÇKİ YASAĞI
HIZLA Suudi Arabistan, Pakistan ve İran

olmaya yöneliyoruz. Oralarda da içki yasağı var. Şimdi bizde, yasak resmen olmasa bile el altından başlatılıyor.
İçki yasağını kıyı kesimler dışında zaten başlatmışlardı.

Erzurum, Erzincan, Konya, Yozgat, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Malatya gibi nice illerimize ve onların ilçelerine bir gidin de görün. Acaba bir bardak bira içecek, bir şişe rakı alacak bir yer bulabilir misiniz!

Yakında, içki satan bir yere gittiğinizde ağzınızdan şu cümleler dökülebilir:
- Hani o arpadan yapılan köpüklü sarı nesneden ver...
- I kini o içine su dökülünce beyazlaşan şey \ ,u v->, çaktırmadan ondan ver...
Hani o üzümden yapılan kırmızı renkli şey \ .11 im l>ıı kadeh ondan alayım ama kola bardasına koy da anlaşılmasın...
Itiı iklid.ır düşünün ki, Türk basketbol sporuna yıllarda < unu vi'inıiş, dünya çapında bir kulüp oluşturmuş olan l.tvs Pilsenin adını "İçkiyle ilgili" diye, yeni V( inci melikle iptal ediyor. Burada herkese soruyorum:
Efes Pilsen basketbol takımının içeride ve dışarıda oynadığı maçları, kazandığı zaferleri izlerken, aklınıza hiç Efes Pilsen birası gelir miydi? O kulübün adı size birayı, içkiyi, alkolü çağrıştırır mıydı?
Yarabbim, bu nasıl akıldır, nasıl mantıktır!
Bu olayla, getirilen bu anlamsız, saçma sapan içki yasaklarıyla dünyaya bir kez daha rezil oluyoruz.

Bakınız, bundan yaklaşık iki hafta sonra Erzurum'da Üniversiteler Kış Olimpiyatları başlayacak. Erzurum'a yurtdışından gazeteciler dahil çok sayıda sporcu, yönetici, seyirci gelecek.
Şu anda Erzurum'da iktidar ve mahalle baskısı (!) nedeniyle bir şişe bira içecek yeri zor bulursunuz. Peki yabana konuklar gelince ne yapacağız?

Onlara "Valla bizim buralarda içki yasaktır, kusura bakmayın. Ama isteyene çay var" mı diyeceğiz?
Ya da kış olimpiyatları bitene kadar içkiyi Erzurum'un her yerinde göstermelik olarak serbest mi bırakacağız? Otellerde, marketlerde, büfelerde, her yerde!.. Ve oyunlar bittiği anda yasağı yeniden mi hortlatacağız?
Günümüzde İran, Pakistan, Suudi Arabistan gibi ülkeler işte böyle. Aslında oralarda içki var da, açıktan içemiyorsunuz. Ya gizlice karaborsada satılıyor, ya da zenginlerin, şeyhlerin evlerinde, zevk alemlerinde tüketiliyor. Ama yasak olduğu için pahalı!
Aslında AKP'nin "İçkiyi insan sağlığı için yasaklıyoruz (!)" gerekçesi falan tamamen palavra.
Aslında kendilerince Kuran hükmünü uyguluyorlar ama bunu açıktan söylemeleri mümkün olmuyor.
Kuran'da sadece şaraptan söz ediliyor, "Zararı faydasından çoktur" deniliyor. Öteki içkiler kesinlikle yer almıyor.

Günümüz Türkiye'sini yönetirken içkiyi yasaklayanlann bir bölümü maşallah içki de içiyor, zamparalık da yapıyor. Bazılannın imam nikahlı ikinci karılan, bazılarının metresleri var. Belli zamanlarda onlarla kafelerde, restoranlarda rastlaşma onuruna sahip oluyorum!

Ağızlarında en pahalı purolar, önlerinde en pahalı şaraplar ve yemekler, yanlarında mankenler, sosyete bülbülleri, en güzel kadınlar ve büyük işadamlarıyla çok hoş muhabbet edip her alanda iş bitiriyorlar. Şimdi burada isim versem ayıp olur, yakışmaz. Geri kalanların çoğu ise çaktırmadan, evinde içiyor!

Kendilerine gelince her şey serbest!.. Ama muhafazakar Anadolu insanının yanına gittiklerinde "İçki haram, çok günah, içmek yakışmaz, yasaklamak!.."

Kendimi bildim bileli bu ülkede yaşarım, her alanda sahtekarlığın, yalancılığın böylesini ne gördüm, ne de duydum.

Emin Çölaşan'ın notu: Tayyip, dedesinin Sarıkamış'ta şehit düştüğünü iddia etmişti. Bunun belgesini devlet arşivinden çıkarıp en kısa zamanda kamuoyuna göstereceğine inanıyorum! Aksi takdirde bazı karşıtları kendisini haksız yere "Yalan beyanda bulunmakla" suçlayacaktır. Bunun olmasını hiç istemeyiz yani!
HEPAR Facebook Resmi Sayfasına Katılın: http://www.facebook.com/HakveEsitlikPartisiOsmanPamukoglu
Osman Pamukoğlu Twitter Sayfası: http://twitter.com/#!/OPamukogluHepar


Yorumunuzu Bırakın

YARARLI LİNKLER:
Haber Online Facebook / Haber Online Twitter / eBankam / Mac OS X TR / WpBlogger-TR