Türkiye'de gündemin ilk sırasına Hizbullah tahliyeleri otururken, Hükümet, topu Yargıtay'a attı. Ancak 18 Ekim 2010 tarihinde, yani yaklaşık 3 ay önce gündeme getirdiğimiz bir haber, "Bunu da Yargıtay mı yaptırdı" sorusunu gündeme getirecek.
(Kaynak: GAZETE5)
Gazete 5'in gündeme getirdiği ve Gazeteyurt'un tutanaklarına ulaştığı olayda, Hizbullah'ın Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde adeta bir internet iletişim ağı kurduğu ortaya çıkarılıyordu.Buna göre, Diyarbakır’da 1991-1994 yılları arasında, hayat kadını oldukları gerekçesiyle 4’ü kadın olmak üzere çeşitli meslek gruplarından toplam 97 kişiyi tek kurşunla sokak ortasında infaz ettikleri, kadınları döner bıçağı ve satırlarla ibret olsun diye doğradıkları, 23 vatandaşı silah ve satırla yaraladıkları gerekçesiyle yargılanıp hüküm giyen Hizbullah’ın askeri kanadının önde gelen isimleri ve aynı zamanda Hizbullah’da şura üyesi olan İskender Tutar, Şahin Yapıcı ve Naşit Tutar’ın cezaevi yönetiminden “Üniversitede bilgisayar üzerinden eğitim almak” isteğiyle aldıkları bilgisayarları ve internet hattını, örgütsel işlerde de kullandığı tespit edildi.
Cezaevi yönetimi tarafından tespit edilen olayda, Hizbullahçıların, Cezaevi yönetiminin ve bazı resmi kurumların bilgisayarlarına girerek evrak topladıkları, görüntülü ve sesli görüşmeler yaptıkları, iki server arasında bağlantı kurdukları, değişik resmi kurumların evrakları ele geçirdikleri, kripto cihazları ile ilgili araştırma yaptıkları ve bazı krokilerin bulunduğu anlaşıldı.
Adalet Bakanlığı’nın ise konuyla ilgili henüz bir işlem yapmadığı bildirildi.
Edinilen bilgilere göre olay Haziran ayı başında ortaya çıktı. Diyarbakır D Tipi Cezaevi yönetimi tarafından yetki verilen görevliler 7 Haziran 2010 tarihinde İsmail ve Naşit Tutar ile Şahin Yapıcı’nın bilgisayarlarında yapılan inceleme sonucunda 1 Temmuz 2010 tarihli bir tutanak hazırladı. Bu tutanakta şu ifadeler yer aldı:
07/06/2010 tarihinde kurumumuzda tutuklu bulunan İskender TUTAR, Şahin YAPICI ve Naşit TUTAR’ın bilgisayarları yetkili makamlarca incelenmiş olup, aşağıda maddeler halinde belirtilmiş olan bilgi ve belgeler elde edilmiştir.
Bu bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde sırasıyla;
a-) Ekteki belgelerin bir ve üç nolu sayfalarında görüldüğü üzere üniversitede eğitim amacıyla girmeleri gereken sitelerin haricinde eğitimin amacı dışında bir çok değişik sitelere girildiği;
b-) 4 ve 9 nolu sayfalarda ekte belirtilen programlar kullanılarak kurumda bulunan bilgisayarlara (ambar memurluğu, personel, saymanlık) girilerek kurumun bazı evraklarının ele geçirildiği;
c-) Yine bilgisayarda bulunan bir belgede kripto cihazlarının özelliklerinin belirtildiği bir belgenin bulunduğu;
d-) Değişik resmi kurumlara ait evrakların internet aracılığı ile kendi bilgisayarlarına arşivlendiği, bu belgelerin bilgisayarın hard diskinde bulunduğu;
e-) 13. Sayfada bulunan bir belgenin bilgisayarda taranmış bir dosyanın uzantısı olarak bulunduğu ve bu dosyaların hükümlülerin bilgisayar odasında tarayıcı olmadığı nedeniyle kurum dışındaki bir bilgisayar kullanıcısı aracılığı ile internet üzerinden sağlandığı;
f-) Şahin YAPICI ve İskender TUTAR’ın bilgisayar hard diskinde silinmiş halde projectR3X (uzak bağlantı programı) ve GİNSU-X Servır Client programlarının olduğu, bu programlar aracılığı ile kurum bilgisayarlarına ulaşıp kuruma ait belgeler kendi bilgisayarlarına aktarılmıştır;
g-) Bilgisayarlarındaki bazı belgeler incelendiğinde bir takım üzeri işaretli krokilerin olduğu görülmüştür;
h-) Naşit TUTAR’ın bilgisayarında İskender TUTAR ve Şahin YAPICI’ya ait bilgisayarlardaki yukarıdaki bahsedilen programların ve Lisanssız programların mevcut olduğu, bilgi ve belgelerin bazılarının paralel bağlantı kablosu kurularak aktarıldığı görülmüştür;
ı-) İskender TUTAR ve Şahin YAPICI’ya ait bilgisayarların hard diskinde modeme ait kullanıcı isim ve şifrelerinin bulunduğu bunun aracılığı ile modemin devre dışı bırakıldığı;
j-) Bazı değişik internet sayfalarına ait kullanıcıların kişisel bilgilerinin olduğu tespit edilmiştir;
k-) İskender TUTAR ve Şahin YAPICI’nın bilgisayarlarında MSN ve SKYPE gibi programlar kullanılarak internet üzerinden görüntülü ve sesli görüşmelerin yapıldığına dair bulgular elde edilmiştir;
l-) Kurum çalışanlarına ait isim ve telefon listesi belge halinde İskender TUTAR’ın bilgisayarında elde edilmiştir;
m-) Eğitim için kullandıkları internet aracılığı ile değişik internet internet sayfaları (Web, Wab) oluşturdukları ekteki belgeler ile tespit edilmiştir.
ADALET BAKANLIĞI’NDAN SES YOK
Edinilen bilgilere göre, tutanakta belirtilen eylemlerin dökümanları da tutanakla birlikte cezaevi yönetimine teslim edildi.
Cezaevi yönetiminin de konuyu Adalet Bakanlığı’na intikal ettirdiği gelen bilgiler arasında.
Ancak Adalet Bakanlığı’nın konunun üzerinden yaklaşık 3,5 ay geçmesine rağmen henüz konuyla ilgili bir inceleme yapmadığı bildirildi.
BİLGİSAYARLARI NASIL ALMIŞLAR
Bu üç mahkumun, bilgisayar ve internet talebini, üniversite eğitimi talebiyle aldıkları ortaya çıktı. Olay, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı’nın “Diyarbakır E ve D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporu”na da yansımış. AKP Çorum Milletvekili Murat Yıldırım AKP Denizli Milletvekili Mithat Ekici, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan ve CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in hazırladığı 15 sayfalık raporda şu ifadeler yer alıyor:
“Komisyonumuza gelen İskender Tutar adlı mahkumun başvurusu hakkında ise, hükümlülerin odalarına bilgisayar veremediklerini, bunun hükümlülerin bulunduracakları eşya yönetmeliğine aykırı olduğunu, ancak mahkumların bilgisayar odasında bilgisayardan yararlanabildiklerini, İskender Tutar’ın eğitim teknolojileri bölümünde okuduğunu, bu şekilde eğitim gören 9 mahkumun olduğunu, bunlara bilgisayar odasının tahsis edildiğini, İskender Tutar’la birlikte 4 kişinin internet yoluyla okuldan eğitim aldıklarını,(...)”
ASKERİ KANAT SORUMLUSUNUN KARDEŞİ
İskender Tutar, örgütün lideri Hüseyin Velioğlu’nun ölü ele geçirildiği Hizbullah operasyonları sırasında sağ ele geçen ve soh tahliyelerle birlikte serbest kalan Hizbullah askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar’ın kardeşi. Naşit Tutar’ın da bu isimlerin akrabası olduğu belirtiliyor.
BALBAY VE ÖZKAN’IN DAKTİLOSU BİLE YOK
Hizbullah davasında müebbet hapisle cezalandırılan bu isimlere internet imkanı olan bilgisar verilirken, Ergenekon soruşturması çerçevesinde yaklaşık 2 yıldır Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’ın daktilo talepleri geri çevrilmişti. Özkan durumu şu sözlerle anlatıyordu:
“Hapishanede daktilo kullanmak yasak. Ortak kullanıma sahip bilgisayarların gardiyan refakatinde belirli zaman dilimlerinde kullanımlarına izin veriliyor. Bilgisayarlara ise kayıt yapmak yasak. Bir tutuklu bilgisayara kaydettiği yazılarının ertesi gün silindiğini anlatıyor. Bu nedenle tutuklular kağıt kalem ile yazı yazıyorlar. Elbette bu durumdan en çok şikayet eden gazeteci ve yazarlık yapan sanıklar.”
Yorumunuzu Bırakın
YARARLI LİNKLER:
Haber Online Facebook / Haber Online Twitter / eBankam / Mac OS X TR / WpBlogger-TR